Merhaba, bu haftaki blog konumuz duygusal okur yazarlık.Duygusal zeka ve bileşenlerinin öğrenme ortamlarında eğitim kalitesi, insan ilişkileri hatta akademik başarı üzerindeki etkisini geçtiğimiz bültenlerde incelemiştik. İKİ bültenin bu seneki ilk sayısında ise sizleri yeni bir kavramla tanıştırmak isteriz: “Duygusal Okur Yazarlık”
Keyifle okumanız dileğiyle...Bülten için buraya tıklayınız:)
İkinci Adım
Sosyal Duygusal Becerileri Geliştirme ve Şiddeti Önleme Programı
8 Kasım 2013 Cuma
23 Ekim 2013 Çarşamba
İkinci Adım'ın yeni adımları...
Yoğun bir kış temposunda istemeden uzak kaldığımız bloğumuz, Mayıs Ayı'nda #direngezi ile aslında hep aklımızdaydı.. Hepimizin hayatının bir şekilde etkilendiği o dönemi uzun uzun yazmak istiyoruz hala.. Ama verilecek yeni haberlerimiz de var, önce oradan başlayalım..
Temmuz ayında Zagreb'de düzenlenen 4.Uluslararası Sosyal-Duygusal Yeterlilik Konferansı'nda İkinci Adım'ın Erken Çocukluk Dönemi programının Türkiye adaptasyonunu anlattığımız sunumumuzla yer aldık. CFC'den sevgili Mia Doces de bizimle idi.
Ağustos ve Eylül aylarında ise ALEV İlköğretim Okulu ve KOÇ İlköğretim Okulu’nda tüm ilköğretim öğretmenleri için “Sınıf Ortamında Sosyal Duygusal Gelişimi Destekleyici Yaklaşımlar” eğitimi düzenledik.
120 sınıf ve branş
öğretmeni Türkçe, 18 İngilizce öğretmeni ise İngilizce olarak,
-Sosyal duygusal gelişim kavramı,
-Sosyal ve duygusal gelişimin öğretmenlik mesleğindeki yeri
ve önemi,
-Sınıf ortamında sosyal duygusal gelişimi destekleyici
yaklaşımlar konularında 3 saat süren uygulamalı bir eğitim aldılar.İkinci Adım ailesine bir okulun daha katılmasından büyük mutluluk duyuyoruz. KOÇ İlköğretim Okulu 2013-2014 döneminde İkinci Adım Programını uygulamaya başladı.
On saatlik bir eğitimle sertifikalarını alan 19 sınıf öğretmeni Ekim ayında ilk İkinci Adım derslerini uyguladılar.
Son haberimiz ise kitlerimiz hakkında. Kitlerimizde yer alan posterlerimiz yenilendi. Çocukların hatırlamasını kolaylaştıracak görsellerin de eklendiği posterlerimiz yeni kitlerimizin içinde yerini aldı. Ayrıca kitlerimize her sınıf düzeyine özel değerlendirme kitapçıkları da eklendi.
Bir sonraki yayınımız ise İKİ bültenimizin son sayısı olacak..
Şiddetsiz bir sonbahar dileklerimizle..
30 Aralık 2012 Pazar
Öğretmenlerin de Sosyal Duygusal Farkındalıkları Önemlidir…
Neden böyle bir başlık seçtik?
Şöyle ki şimdiye kadar öğrencilerin sosyal-duygusal gelişimlerinin
desteklenmesinin önemini bir hayli vurguladık..Ve buradan yola çıkarak
biliyoruz ki bu yine bir “sistem” işi; bu sistemde ailelere ve öğretmenlere
oldukça ihtiyacımız var. Bize tam da bunu söyleyen bir kitap bulduk ve oradan
hareketle bu yazıyı yazmak istedik.
Kitabın adı “Becoming an
Emotionally Intelligent Teacher” yani “EQ’su yüksek öğretmenler olmak” diye
çevrilebilir…
Çıkış noktamız duyguların
düşüncelerimizi ve davranışlarımızı etkilediği ve öğrenmenin sosyal bir süreç olduğu…
Dolayısıyla öğrenmenin gerçekleşebilmesi için sosyal ve duygusal hazırlık
gerekiyor. İfade ya da kontrol edilemeyen duygular, çözümlenemeyen çatışmalar
davranış problemlerine neden olur, bu da öğrenmenin gerçekleşmesini engelliyor.
Her gün her sınıfta hem öğrenci
hem öğretmen anlaşılamamaktan, anlatamamaktan,
sakinleşememekten, öfkesini kontrol edememekten, problemleri uygun şekilde
çözememekten şikayetçi… Bu durumda ihtiyacımız olan hem EQ’su yüksek öğrenciler
hem de öğretmenler…
“We teach with our emotions as
well as our words” diye bir söz var kitapta…Yani kelimelerimiz kadar
duygularımızla da öğretiyoruz aslında…
Çünkü; duygularımızı dışarıda
bırakarak, empati kurmadan, zaman zaman hem öğrencileri hem kendimizi
sakinleştirmeden, yani kısacası öğrenci ile ilişki halinde olmadan ve
sosyal-duygusal içerikten bağımsız sağlıklı bir öğrenme/öğretme yolu mümkün
değil…
Belki unutmamamız gereken bir şey
daha var: Neredeyse hiçbir öğrenci okula gönüllü gelmiyor… Okula gelmek,
sınıfta ders süresince oturmak, ödevleri yapmak, okul kurallarına uymak vb. her
şey mecburi… Hiç biri kendi seçimleri değil… Ve öğretmenlerin öğrenci
üzerindeki gücü, otoritesi daha yüksek… Gücümüzü otoriteden değil de “duygularımızı
anlamak” ve öğrenci-öğretmen arasındaki karşılıklı sosyal-duygusal iletişimden
aldığımız zaman öğretmek de öğrenmek de daha kolaylaşabilir…
Öğretmek için her türlü yol
denenebilir ama öğrenmeleri için öğrenciler zorlanamaz… Bu yüzden zaman, klasik
yöntemlerden sıyrılmanın zamanıdır…
17 Aralık 2012 Pazartesi
Yeni Eğitimlerimiz Başlıyor!! Eğitimci ve Ebeveynler için Çocukların Duygusal ve Sosyal Zekalarını Desteklemeye Yönelik Programlar
Çocukların sosyal-duygusal gelişimlerini desteklemeye yönelik yeni eğitim programlarımız başlıyor!
Ebeveynlere yönelik bir seminer ve bir atölye çalışmamız var. Sınıf öğretmenleri için hazırlanan 3 haftalık atölye çalışmasının yanısıra, okul yöneticileri için bir seminerimiz ve tüm okul çalışanlarına yönelik de bir sunumumuz hazır...
Daha ayrıntılı bilgi almak için İkinci Adım ekibine ulaşabilirsiniz: 0 216 384 59 22
bilgi@ikinciadim.org
Süre: 2 saat.
Öğretmenlerin çocukların hayatlarında alternatifi olmayan rolleri onların sosyal-duygusal gelişimlerinin de nasıl olacağını belirliyor. Sadece gerekli becerileri bilgiye dayanarak değil, model olma yoluyla da çocuklara öğreten öğretmenlerin kendi duygusal zekalarını nasıl kullanacakları ve nasıl zenginleştirecekleri bu atölye çalışmasında ele alınıyor.
B. Eğitim kurumu yönetici ve idarecilerine yönelik seminer
Okul yöneticileri ve idarecileri
bilgilendirmeyi hedefleyen bu seminer ile okul ikliminde sosyal-duygusal
zekanın önemi ve çocukların akademik ve yaşam başarılarına olan katkısı
üzerinde durulacaktır.
Süre: 60 dakika.
C. Tüm okul çalışanlarına yönelik sunum
Okulda görevli tüm personele yönelik bu sunumda sosyal-duygusal zeka
hakkında kısa bir bilgilendirmenin ardından okulda görevli personelin pozitif
okul iklimini nasıl destekleyebilecekleri konusunda alıştırmalara yer
verilecektir.
Süre: 60 dakika
Ebeveynlere yönelik bir seminer ve bir atölye çalışmamız var. Sınıf öğretmenleri için hazırlanan 3 haftalık atölye çalışmasının yanısıra, okul yöneticileri için bir seminerimiz ve tüm okul çalışanlarına yönelik de bir sunumumuz hazır...
Daha ayrıntılı bilgi almak için İkinci Adım ekibine ulaşabilirsiniz: 0 216 384 59 22
bilgi@ikinciadim.org
Ebeveynlere Yönelik Programlar
A.
Geniş
Katılımlı Seminer
“Yaşam Boyu Destek Ünitesi: Çocukların
Sosyal-Duygusal Gelişimlerinde Ebeveynlerin Rolü
Ve
Pratik Uygulamalar”
İçerik:
Bu seminerde çocuklarının sosyal-duygusal becerilerini hangi ebeveynlik
yaklaşımları ile destekleyebileceklerinin üzerinde durulacaktır. Pratik
uygulamalar ve örnekler ile anne-baba-çocuk(lar) arasındaki iletişim ve
ilişkinin sosyal-duygusal gelişim öğeleri üzerinden nasıl pekiştirileceği
anlatılacaktır.Süre: 2 saat.
B.
5
Haftalık Atölye Çalışması
Bu atölye çalışması sosyal-duygusal gelişim alanına ilgi duyan, hem
kendisi hem de ailesi için uygun yaklaşımları öğrenmek isteyen ebeveynler için
hazırlanmıştır.
İçerik:
1. Hafta: “Biz kimiz?”: Ailede yer alan tüm bireylerin sosyal duygusal
özelliklerinin anlaşılması, ebeveynlerin kendi ebeveynlik stillerini
belirlemeleri ve her ailenin kendi için en uygun modeli çıkarması.
2. Hafta: “Bir kere de peki annecim de!”: Sosyal duygusal gelişimi
destekleyen ebeveynlik anlayışının ev içi düzen ve disiplin ile uyumlu hale
getirilmesi.
3. Hafta: “Dediğimi yap, yaptığımı yapma..”: Çocukların sosyal-duygusal
becerilerini destekleyen 10 temel öneri ve pratik uygulamalar.
4. Hafta: “Ebeveyn olmadan önce muhteşem bir ebeveyndim!”: Ebeveynlik
becerileri sergileme ile aile olma yolundaki pürüzler ve şimdiye kadar
öğrendiklerimiz ile bu pürüzlerin üstesinden gelme.
5. Hafta: “Peki ya benim içimdeki çocuk?”: Anne babaların kendi iç dünyaları
ve sosyal-duygusal gelişimlerini nasıl sürdürebileceklerine dair ipuçları.
Süre: Oturumlar 75 dakika sürecektir. Katılımcı sayısı 20 kişi ile sınırlıdır.
A.
Öğretmenlere
yönelik 3 haftalık atölye çalışması
“Çocuk Kalbinin İlk
Tanrı/Tanrıçaları: Öğretmenler”
Çocukların Sosyal-Duygusal Gelişimlerinde
Eğitimcilerin Rolü ve
Eğitimcilerin
Kendi Duygusal Zekalarına Yönelik Pratik Uygulamalar
Öğretmenlerin çocukların hayatlarında alternatifi olmayan rolleri onların sosyal-duygusal gelişimlerinin de nasıl olacağını belirliyor. Sadece gerekli becerileri bilgiye dayanarak değil, model olma yoluyla da çocuklara öğreten öğretmenlerin kendi duygusal zekalarını nasıl kullanacakları ve nasıl zenginleştirecekleri bu atölye çalışmasında ele alınıyor.
İçerik:
1.
Hafta:
“Duygusal Zekayı Yakından Tanımak”:
İlk hafta duygusal zeka kavramının içeriği, anlamı üzerinde durulacak, duygusal
zekaya ait özellikler nörolojik yaklaşımlarla bir bütün halinde ele
alınacaktır.
2.
Hafta:
“Bir Duygusal Zeka Yolculuğu Olarak
Öğretmenlik Mesleği”: İkinci hafta öğretmenliğin mesleki anlamda duygusal
zeka ile olan yakın ilişkisi incelenecektir. Bu hafta öğretmenlerin de kendi
duygusal zekalarını nasıl daha etkin kullanabileceklerinin üzerinde
durulacaktır.
3.
Hafta:
“Sınıfımda Neler Yapabilirim?”: Atölye çalışmasının son haftasında ise öğretmenler
sınıflarında uygulamak üzere duygusal zekayı destekleyici etkinlikler ile sınıf
iklimini nasıl olumlu yönde etkileyebileceklerini öğreneceklerdir.
Süre: Oturumlar 75 dakika
sürecektir.B. Eğitim kurumu yönetici ve idarecilerine yönelik seminer
“Pozitif
Okul İklimi”
Okul Yönetiminde ve Okul İkliminde Sosyal -
Duygusal Zekanın Yansımaları
Süre: 60 dakika.
C. Tüm okul çalışanlarına yönelik sunum
“Günaydın!”
Okuldaki
herkesin bir duygusal zekası var!
Süre: 60 dakika
26 Kasım 2012 Pazartesi
Çocukların Sosyal-Duygusal Gelişimlerini Desteklemek İçin 10 Altın Öneri
Çocuğunuzun veya öğrencinizin sosyal duygusal gelişimlerini desteklemek için;
Kaynak:
1. Güçlü olduğu alanlara odaklanın: Çocuğunuzun olumlu yönlerini, başarılarını
överken somut olarak davranışa odaklanın. Bir sınav sonucu açıklandığında önce
iyi yaptığı, başardığı sorular ile ilgili konuşun. Daha sonra geliştirebileceği
alanlar üzerinde durun. Sadece eksik ya da yanlış olana odaklanmayın.
2. Olumsuz davranışların sonuçlarını takip edin: Bazı zamanlarda
anne-babalar kızgınlıkla uygulayamayacakları ya da davranışla örtüşmeyen
yaptırımlar belirleyebilirler. Örneğin”
bu davranışın yüzünden bir ay televizyon izlemeyeceksin” dediğinizde hem siz, hem çocuğunuz bir kaç gün sonra televizyon yasağının sona
ereceğini aslında biliyorsunuzdur. Bu yüzden adil olan ve uygulayabileceğiniz
yaptırımlar belirleyin.
3. Çocuğunuza nasıl hissettiğini sorun: Çocuğunuza nasıl
hissettiğini sorduğunuzda verdiğiniz mesaj duyguların önemli olduğu ve onun
nasıl hissettiğini önemsediğinizdir.
4. Öfkelendiğiniz durumlarda sakinleşebileceğiniz yollar bulun: Kızmak normal bir durumdur. Ancak kızgınlığı tetikleyen durumlar hakkında
düşünmek ve kontrolü kaybetmeden önce harekete geçmek önemlidir. Derin nefes
almak, kızgınlık halinde kimsenin rahatsız etmeyeceği “sakin bir köşe”
belirlemek, ya da birkaç dakikalığına odayı terk etmek… Ailece bir araya
gelerek herkesin sakinleşmek için neler yapabileceğini konuşun.
5. Olumsuz eleştiri ve alaydan uzak durun: Anne-babanın çocuğunu eleştirirken kullandığı dil çok önemlidir. Sarkastik
ve alay içeren olumsuz eleştiriler çocuğun özgüvenini olumsuz olarak
etkileyecek kendisini yetersiz ve değersiz bir birey gibi hissetmesine neden
olacaktır. Bu da hem okul başarısına hem de arkadaş ilişkilerine zarar
verebilir. Daha önemlisi ebeveyn-çocuk arasındaki güven ilişkisi zedelenir. Düşünerek
konuşmak ve yeni bir şeyler öğrenirken hata yapması için ona alan tanımak
önemlidir.
6. Gerektiğinde özür dileyin: Anne-baba olarak
söylemek istemediğiniz bir şey söylediğinizde ya da çocuğunuzu üzecek bir
davranışta bulunduğunuzda özür dileyin. Sakin bir şekilde asıl söylemek
istediğinizin ne olduğunu açıklamak, özür dilemek iyi bir rol modeli olmanızı
sağlar. Böylece birsinin duygularını incittiğinizde özür dilemenin ne kadar
önemli olduğu göstermiş olursunuz.
7. Seçim sansı ve seçimlerine saygı gösterin: Çocuklar seçim yapma şansına sahip olduklarında karşılaştıkları problemleri
nasıl çözebileceklerini öğrenirler. Anne-baba olarak onun adına verdiğiniz her
karar, yaptığınız her seçim onun kendisi adına karar vermesini engelleyecektir.
Çocuklara tercihleri hakkında konuşma ve karar verme fırsatı sağlamak, onlara
düşüncelerinin ve duygularının önemli olduğu mesajını verir.
8. Problemlerini kendi başlarına çözmelerine yardımcı olacak sorular sorun:
Anne-babalar çocuklarının bir sorunu olduğunu duyduklarında içgüdüsel
olarak olaya müdahil olmak isterler. Ama bu çocuğun kendi problemlerini çözme
becerisine zarar verebilir. Daha etkili ve yardımcı olacak yöntem ise doğru
soruları sormaktır; “Bu durumda ne yapabilirsin?” “Eğer bu çözüm yolunu
seçersen sonuçları nenler olabilir?”
9. Birlikte kitap okuyun, film
izleyin: Birlikte hikayeler okumak ya da film izlemek kişiler arası paylaşımı
güçlendirmenin yöntemlerinden biridir. Hikayelerdeki ve filmlerdeki kişilerin
yaşadıkları olaylar karşısındaki tepkileri ve duyguları hakkında konuşmak,
durumlar ile nasıl baş ettiklerini incelemek verimli bir öğrenme yöntemidir.
10. Yardımlaşmayı ve paylaşmayı pekiştirin: Çocuğunuza yardımlaşmayı ve paylaşmayı öğretebileceğiniz birçok farklı yol
bulabilirsiniz. Etrafınızda ihtiyacı olan komşulara yardım etmek, karşıdan
karşıya geçen birine yol vermek gibi. Böylece çocuğunuz başkalarının hayatı
üzerinde nasıl olumlu bir etkisi olduğunu görebilir.
Kaynak:
CASEL (Collaborative for
Academic, Social,and Emotional Learning) Ideas and Tools
for
Working with Parents
and Families.21 Kasım 2012 Çarşamba
Dünya Çocuk Hakları Günü Kutlu Olsun!
Şimdi Söke'de olmak vardı...
"Söke’de geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen etkinliklerle beğeni toplan Dünya Çocuk Hakları
Günü Etkinliklerinin bu yıl ikincisi düzenleniyor. 16 Kasım ’da başlayacak olan etkinlikler zinciri, 19 Kasım
gününe kadar sürecek.
Söke Belediyesi’nin katkıları ile
Söke Kent Konseyi Çocuk Meclisi tarafından gerçekleştirilecek olan Dünya Çocuk Hakları Günü Etkinlikleri 16 Kasım 2012 Cuma günü ilçenin
Seyda Fırat İlkokulunda ‘Hayallerimizi Uçuralım’ adlı balom şenliği
ile başlayacak. Çocuklar hayallerini yazdıkları kağıtları uçan balonlarla
gökyüzüne bırakacak.
Saat 14.30’da yapılacak etkinlikte Çocuk Hakları ile ilgili
bilgilendirmede de bulunulacak. 17 Kasım 2012 Cumartesi günü Etkinlikler
Kemalpaşa İlkokulunda saat 11.00’de gerçekleşecek ‘Çocuk Gelinler’ konulu
konferans ile devam edecek.
Aynı gün saat 14.00’de Çocuk Haklarına dikkat çekmek
üzere Hükümet Meydanı’nda kitlesel basın açıklaması yapılacak ardından ilçe
içerisinde belirlenen güzergahta yürüyüş gerçekleştirilecek. Dünya Çocuk Hakları
Günü Etkinlikleri 18 Kasım Pazar günü ilçenin
Köprübaşı Otopark alanından başlayacak bisiklet turu ile devam edecek. Saat
11.00’de gerçekleşecek bisiklet turunun ardından Novada Outlet’te saat 13.30’da
Nostalji Oyuncaklar Sergisi ile resim sergisi etkinliği yapılacak.
Dünya Çocuk
Hakları Günü Etkinlikleri 19 Kasım Pazartesi günü Novada Etnografya Müzesi’nde
yapılacak Çocuk Hakları Oturumu ile sona erecek."
12 Kasım 2012 Pazartesi
1. Ebeveynlik Kongresi'ndeyiz: "Çocuklarımızın Sosyal Duygusal Gelişimlerini Desteklemek"
17-18 Kasım 2012 tarihlerinde VKV Özel Koç Okulları Rehberlik Birimi tarafından düzenlenen 21. Yüzyılda Ebeveyn Olmak başlıklı 1. Ebeveynlik Kongresi bir ilk olarak hepimizi heyecanlandırıyor.
Büyük emek ve özveri ile hazırlanan, zengin içeriğiyle alanında uzman bir çok konuşmacıyı bir araya getiren bu kongrenin sadece ebeveynler için değil, çocuk ve ergenler ile ilgilenen herkes için oldukça verimli geçeceğine inanıyoruz.
"Çocuklarımızın Sosyal - Duygusal Becerilerini Desteklemek" konulu sunumumuzla bizler de bu oluşumun bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz.
Kongre ile ilgili detaylı bilgiye aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz. http://www.kocschool.k12.tr/tr/home/ebeveynkongre/davetyazisi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)